Her coğrafyada ve her çağda hayal kurmanın, hayalinin peşinden koşmanın yükü ağır olmuş ama görüyorsunuz işte; buluşları yapanlar, yeni kıtalar keşfedenler, mikroskobu ya da telefonu icat edenler, nesneleri sanat eserine dönüştürenler de o hayalciler olmuş. Dünyamızın bütün tarihi boyunca hep o hayalciler değiştirmiş, geliştirmiş yaşamı. Söylemekten gurur duyuyorum ki ben de bir hayalciyim.
45 yıl önce kurduğum hayalin anlatıcısıyım aynı zamanda. Dinleyiciyim, bir hayal dinleyicisiyim, gençlerin hayallerini dinliyorum ve kendi değişim hikayelerini yazmaları için onları yüreklendirmeyi kendime görev sayıyorum. 45 yıl önce bu işe başlarken, hayallerimin benim hayatımı değiştirmesini umuyordum. Umduğumdan fazlası oldu; pek çok kişinin hayatı değişti, yaptığımız iş pek çok işi değiştirdi, ürünlerimiz perakendeciliğin pek çok yanını değiştirdi, tasarımlarımız pek çok müşterimizin süreçlerini ve kazançlarını değiştirdi.
45 yılda bütün bunlar olurken asla değişmemesine özen gösterdiğim, her koşulda koruduğum, her zaman tutunduğum bir şey de vardı; iş ahlakı. Meslek lisesi kökenli biri olarak iyi bir iş insanı olmanın bütün meziyetlerini bizzat okulumda öğrendim ve ahlaki yönlerden bütün kalbimle benimseyerek iş hayatıma uyguladım. Dirayetli olmak, kararlı olmak, dürüst olmak, erdemli olmak, sözünde durmak, her an işin başında olarak çalışmak, çalışmak, çok çalışmak… 45 yıl boyunca bütün bunlardan asla taviz vermedim. 45 yıl önce hayal ettiğim başarıya açılan kapının anahtarları da her zaman bunlar oldu.
Kendi işim dışında şehrimin ve ülkemin sanayisini geliştirecek bir etki yaratabilmek de hayallerimden biriydi hep, hep bildim ki bu da bir iş insanı olarak benim yükümlülüklerimden biri. Kendi işini kurup köklendirmiş olan bizlerin; sanayi odaları, organize sanayi bölgeleri, borsa gibi yapılarda sorumluluk almak, bu tür demokratik yapılarda ekonomimizin köklenmesine katkı sağlayacak girişimleri desteklemek, iş insanlarının müteşebbis heyeti olarak bir araya geldiği ihracatçı birlikleri ve organize sanayi bölgeleri kurmak gibi sorumluluklarımız da vardır.
Ben de naçizane böyle bir müteşebbis heyetinin başında bir OSB’yi oluşturma görevini üstlenmiş olmayı, 45 yıllık iş yaşamımın en değerli hatıralarından biri olarak kabul ediyorum. Diliyorum ki ülkemizde yarım asra merdiven dayayan firma sayısı artsın, bu potansiyele sahip firmalar yaşatılsın, bu tür firmaların kurumsallaşması devlet olanakları ile de desteklensin.
Biz Gökçelik’te bu kurumsallaşmanın adımını beş yıl önce atarak insan kaynakları ve teknolojimiz dahil her yönden çağın gereklerini yerine getirebilen bir şirket olma dönüşümüzü başlattık. Şirketimizin yakın ve uzak geleceğini pek çok farklı senaryoya göre planladık. Bunu her firmanın yapması yalnızca kendi işlerinin geleceğine değil ülkemizin geleceğine de daha büyük bir pencereden ve daha fazla umutlu bakmamızı sağlayacaktır.
Bu kurumsallaşma adımları sayesinde 45 yıldır yönettiğim şirketimizin artık emin ellerde olduğunu mutlulukla görüyorum ve şirketi sahiplenmiş bu harika ekiple hiç durmadan ilerlemesini, daha nice yıllara ulaşmasını diyorum.
Geride bıraktığımız 45 yılı ve Gökçelik’in bütün kazanımlarını, ülkemizin kazanımları olarak görüyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.